12 Ekim 2009 Pazartesi

Uygulama 1

Dilbilgisine ve cümle yapısına başlarken, bunu hiç İngilizce bilmeyenleri göz önüne alarak, ilk adımdan itibaren anlatmaya karar verdik.

İngilizce’de temel cümle yapısı “ÖZNE” ile başladığı için önce şahıs zamirleriyle başlamak istiyoruz. Bunlar aşağıda sıralanmışlardır:

I (ay) (ben)
You (yu) (sen)
He (hi) (o - erkekler için)
She (şi) (o - kadinlar için)
It (it) (o - hayvanlar ve cansizlar için)
We (wi) (biz)
You (yu) (siz)
They (dey) (onlar)

Normal bir cümlede “Özne”den sonra fiil gelir. Fiiller; bir iş, bir oluşu bildirirlerken, bazı cümlelerde ise sadece durum bildirildiği için, cümlenin yapısını tamamlamak için (TO BE - olmak) fiilinin “am”, “is”, “are” şekilleri kullanılır.

Şimdi bunları örneklerle görelim.

I come. (ay kam) Ben gelirim.
You come. (yu kam) Sen gelirsin.
He comes. (hi kams) O gelir.
She comes. (şi kams) O gelir.
It comes. (it kams) O gelir.
We come. (wi kam) Biz geliriz.
You come. (yu kam) Siz gelirsiniz.
They come. (they kam) Onlar gelirler.

Özne’ler yukarıda görüldüğü gibi zamir olabildikleri gibi, Ayşe, Ahmet,

Mehmet, Veya Benim kalemim, Onun evi, Sizin kayığınız şeklinde de olabilirler.

Bunları, yeri geldikçe göreceğiz.

PÜF NOKTASI

PÜF NOKTASI

Aşağıda İngilizceyi orta düzeyde bilenler için yararlı olacağına inandığım ve kitaplarda kolaylıkla bulunamayacak bazı bilgiler yer almaktadır. Bu kullanım kolaylıkları İngilizce gramer sisteminde yer almasına rağmen gerek yerli ve yabancı kitap yazarları gerekse İngilizce öğretmenleri bu konulara fazla değinmezler. Bunların bazılarına aşağıda yer verilmiştir.
Sizlere yararlı olması inancımla.

Ezberlemeden Mantığı ile Kelime Türetme

Aşağıdaki bilgiler İngilizceyi orta düzeyde bilenler için verilmiştir.

1. Fiillerden isim yapma swimming pool yüzme havuzu
2. Fiillerden sıfat yapma broken heart kırık kalp
3. Sıfatlardan fiil yapma to get fat şişmanlamak

Burada yer alan bilgilerin amacı İngilizce eğitimi alanların yıllarca ayrı ayrı ezberlemek zorunda kaldıkları ama aslında tek bir mantık ve sadelikle zaten farkında olmadan bildikleri bazı gerçeklerin hiçte sanıldıkları kadar ürkütücü olmadıklarını göstermektedir.

Her gün kullandığımız,

kızarmış tavuk
fried chicken
kırık sandalye broken chair
oturma odası living room
yüzme havuzu swimming pool

gibi kelimeler teker teker ezberlenmek yerine orjinal fiilleri sayesinde türetilirler. Bu sayede yüzlerce yeni kelimeye hiç bir çaba harcamadan ve en önemlisi ezberlemeden ulaşırız.

Eğer sözlükte kırık sıfatını aramak istersek karşımıza " broken " kelimesi çıkar ve bizde sanki onu özel bir kelimeymiş gibi algılarız oysa farkında olmadan zaten o kullanımı biliyoruzdur ama böyle bir yapının ne olduğu ve nasıl ortaya çıkabileceğini bilmediğimizden de zaten bildiklerimizi tekrar ezberlemek gibi bir tutuma gireriz.


Ving Yapısının İsim Olarak Kullanımı

Her fiilin tek başına Ving hali fiilin eylem özelliğini kaybettirerek onu fiilden türeyen bir isim haline sokar ve orjinal bir isim gibi Türkçeleşir. Bu kullanım özelliği yüzlerce yeni kelimeyi bize hiç çaba harcamadan otomatikman bilme yeteneği katar. Aşağıda yer alan tamlamaları dikkatlice inceleyerek aynı mantığa varmaya çalışın.

Dancing school dans okulu

Finishing line bitiş çizgisi

Freezing point donma noktası

Living room oturma odası

Openning speech açılış konuşması

Ving yapılı isim farklı kelime ile birleşip yeni anlamlı başka bir tamlama ortaya çıkarabilir. Bu durum genellikle Ving yapısının ikinci kısım olması ile elde edilir.

Air-conditioning klima

Body-building vücut gelittirme

Brain washing beyin yıkama

Central heating merkezi ısıtma

Dry cleaning kuru temizleme

1. Copper minning is indispensable to the economy of that region.

Bakır madenciliği o bölgenin ekonomisi için vazgeçilmezdir

2. Smoking is a terrible habit.

Sigara içmek kötü bir alışkanlıktır

3. Playing tennis in Turkey is very expensive.

Türkiye’de tennis oynamak çok pahalıdır

4. Swimming is a good sport.

Yüzme iyi bir spordur

V3 Yapısının Sıfat Olarak kulanımı

Fiillerin tek başına V3 hali, o fiilin eylem özelliğini kaybettirerek onu fiilden türeyen bir sıfat haline sokar ve orjinal bir sıfat gibi Türkçeleşir. Bu kullanım özelliği bize yüzlerce yeni kelimeyi hiç çaba harcamadan otomatikman bilme yeteneği katar.

Fiillerin üç hali vardır. Daha evvel isimlerin “ çoğul yapılma kurallarında “ da incelendiği gibi isimler - sıfatlar ve fiiller düzenli ( belirli bir kurala göre türetebilen ) ve düzensiz ( belirli bir kurala göre türetilemeyip ayrı ayrı bilinmek zorunda olunan) yapıda karşımıza çıkarlar. Fiillerin üç hali düzenli fiillerde sonlarına ed eki almalarıyla düzensiz fiillerde ise ayrı ayrı bilinmek suretiyle kullanılırlar. Aşağıdaki örnekleri inceleyiniz.

break broke broken

steal stole stolen

marry married married

fry fried fried

paint painted painted

1. hal 2. hal 3. Hal

Şimdi fiillerin eylem anlamları bir kenara bırakılarak onların sıfat anlamları incelenirse,

to break kırmak to be broken kırık

to steal çalmak to be stolen çalıntı

to marry evlenmek to be married evli

to fry kızartmak to be fried kızarmış

to paint boyamak to be painted boyalı

1. He is married to an American.

Bir Amerika’lı ile evli

2. It is illegal to buy a stolen ring.

Çalıntı bir yüzük almak kanun dışıdır

3. It is forbidden to park here.

Buraya park etmek yasak

4. He is known very mean in the town.

Kasabada çok cimri biliniyor

    Sıfatlardan Fiil Yapılması

Bilindiği gibi sıfatların çekim alması sadece “ to be “ cümlelerinde gerçekleşebilmektedir. Yani bir eylem gibi ele alınıp çekimlenemezler.

    I am fat şişmanım

    I was fat şişmandım

Oysa Türkçe Gramerinde karşımıza sıfatlardan türeyerek eyleme dönüşen ve bunun sonucunda eylem cümlelerinde kullanılan bir çok kelime çıkar.

    şişman olmak şişmanlamak

    Kızgın olmak kızmak

    Sıcak olmak ısınmak

    Pahalı olmak pahalılaşmak

Aynı durum İngilizce Grameride de karşımıza çıkarak aynen Türkçede olduğu gibi sıfatlar fiil yapısında kullanılabilirler. Bir sıfatı fiilleştirmek için önüne “ get “ getirilir ve sıfatlar artık oluş cümleleri yerine sıfat özelliklerini bir kenara bırakarak eylem cümlelerinde çekim alırlar. Aşağıdaki örneklerde sıfatların nasıl fiil haline geldiklerini dikkatlice inceleyin.

    to be fat şişman olmak to get fat şişmanlamak

    to be angry kızgın olmak to get angry kızmak

    to be hot sıcak olmak to get hot ısınmak

    to be dark karanlık olmak to get dark kararmak

    to be better daha iyi olmak to get better iyileşmek

    to be cold soğuk olmak to get cold soğumak

    She wants to get fat.

    Şişmanlamak istiyor

    I don’t want you to go out after it gets dark.

    Hava karardıktan sonra dışarı çıkmanı istemiyorum

    Whenever I see him, I get crazy.

    Her ne zaman onu görsem, çıldırıyorum

    Life gets difficult every day litle by litle.

    Hayat her gün azar azar zorlaşıyor

İngilizce Akış Şeması

Aşağıdaki bilgiler İngilizceyi orta düzeyin üzerinde bilenler için sadece fikir vermesi açısından verilmiştir.


Kategoriye göre:

OLUŞ CÜMLELERİ EYLEM CÜMLELERİ

I am a student Present Tense She swims everyday
I was a student Past Tense She swam yesterday
I will be a student Future Tense She will swim tomorrow
I have been a student Present Perfect Tense She has swum for two days
I had been a student Past Perfect Tense She had swum for two days

Tobe Çekimi Eylem Çekimi


İngilizce içinde ana başlık olarak iki tip cümle vardır ve bu iki tip cümle 5 ana zamanda konuşulur.


Yapılışına göre:

TO BE ÇEKİMİ EYLEM ÇEKİMİ

Oluş tobe + isim to V
tobe + sıfat
Continuous tobe + Ving
Passive Voice tobe + V3


I am swimming I am taken
I will be swimming I will be taken
I was swimming I was taken
I have been swimming I have been taken
I had been swimming I had been taken

tobe + Ving
tobe + V3


TOBE am was been
is were
are
V1 V2 V3


Bir cümle İngilizce gramerinde mutlak surette ya " tobe" yada "eylem" çekimi ile yapılabilir. Continuous ve passive voice cümleleri eylem cümleleri olmalarına rağmen to be ile yapılırlar.


Eylem Cümlelerinin İskelet Sistemi:

İngilizcede ana başlık olarak tek fiil, çok fiil ve başkasına yaptırılan iş adı altında üç cümle kuruluş iskeleti ve bunların altında da yüklem tipine göre üç alt başlık bulunur.( Bu tanım, kategori ve başlıklar ingilizce Gramerinde aynı adla ve izah tarzı ile yoktur. )

Yüklem tipi:

1) Kendilerinden sonra gelen fiile to aldıranlar want,refuse......

2) Kendilerinden sonra to aldırmadığından ikinci fiili Ving yapanlar
stop,enjoy,avoid......

3) Sonu pre. ile bittiği için ikinci fiili Ving yapanlar
give up,think of.......


Tek Fiil Çok Fiil Başkasına Yaptırılan İş

S V O S Vy to V O S Vy zamir to V O

S Vy Ving O S Vy zamir Ving O

S Vy pre. Ving O S Vy zamir pre. Ving O


I want I want to swim I want you to swim
I enjoy swimming I stop
you smoking
I think of
going I accuse you of stealing the money

y : yüklem
pre. : preposition
S : subject
V : verb
O : object


En küçük birim açıklama :

1) The girl in the garden Kelime grubu
2) The girl who wants to go Relative Clause
3) The girl smimming Gerund
4) The girl killed by Tom Passive


E.K.B açıklama


Sonuç olarak bir cümle ya oluştur yada eylem ve eylemse mutlaka yukarıdaki iskelet sistemi içinde kalan 7 adetten bir tanesidir.
Eylem cümlesini kendi tense'inde
" yor " larsanız continuous, edilgen yaparsanız passive voice cümleleri elde edersiniz.

* İPUCU 1 *


The Problem:
"Wish Clause" cümleleri


The Tip:
1. Şimdiki zamanda olan, olmasını istedğimiz bir olayı anlatmak için: I wish I were a rich man. (In fact, I am not rich). 1.Tekil şahıs zamirlerinden sonra gelecek yardımcı fiil olarak "were" kullanılır. Konuşma dilinde "was" kullanılmaktadır. (Şimdiki zaman ile ilgili bir dileğimizi anlatırken fiilin "PAST-VERB-II" halini kullanırız.)

2. Geçmiş zamanda olan/olmayan bir durum hakkında aksi şekilde bir şey olması dileğimizi anlatmak için: I wish I had gone to Istanbul yesterday. (I did not go to Istanbul yesterday). (Geçmiş zaman ile ilgili bir dileğimizi anlatırken "PAST PERFECT-HAD+VERBIII" halini kullanırız.



* İPUCU 2 *


The Problem:
s- ve sh- ile başlayan kelimelerin telaffuzu


The Tip:
s- ile başlayan kelimelerin okunuşları ,yine s-ile oluyor. Örneğin, sun, school gbi. sh- ile başlayan bütün kelimelerin okunuşları ş ile başlıyor. örnek: should kelimesinin okunuşu "şud" şeklinde.
Bu kurala uymayan bir kelime ise sure: suur değil şuur diye okunur.


* İPUCU 3*


The Problem:
Bildiğiniz gibi sıfatların bir sırası vardır ve bu sıra hep karıştırılır bunu yenebilmek için size öğrendiğim bir ipucunu yolluyorum.


The Tip:
Formül = OASCOM + Noun

Opinion (herkese göre değişen kavramlar "Beautiful" gibi) Size(boyut "big" gibi)
Age (Yaş "old, fifteen" gibi)
Shape (şekil "square")
Colour (renk)
Origin (nereden geldiği "Italian")
Material (neden yapıldığı "Wooden")

Buna göre sıralama örneği;
It's a "nice old square white Italian wooden" table


* İPUCU 4*


The Problem:
Neden hospital, school gibi kelimelerin başına bazen "the" geliyor,bazen gelmiyor?


The Tip:
Çünkü bu gibi kelimelerde the şu anlamda kullanılıyor:
"I am going to THE hospital" dediğimiz zaman hastaneye tedavi olmak için değil,asıl amacın dışında gidiyorum(örneğin bir hastayı ziyarete) anlamında kullanmış oluruz.Veya;
"I'm going to THE school" dediğimizde de okula asıl amaç dışında gittiğimiz (örneğin ders yapmak için değil,öğretmenle görüşmek için)anlaşılıyor. Bu yüzden bu kelimeleri kullanırken cümlemizin anlamına göre the'yı kullanmalı ya da kullanmamalıyız.


* İPUCU 5*


The Problem:
"niece" & "nephew " arasındaki fark.


The Tip:
İkisi de yeğen anlamına geliyor ama biri kızlar diğeri ise erkekler için kullanılıyor. Ve işte ipucu kız yeğenler daha sevimli olduklarından onlara "nice" sıfatını yakıştırabiliriz. yani:
kız yeğen: niece
erkek yeğen: nephew
bu arada "nice" sevimli anlamına geliyor....



* İPUCU 6*


The Problem:
cinayet,intihar,soykırım arasındaki benzerlik ve farkı bilen var mı?


The Tip:
cinayet: homiCIDE, intihar: suiCIDE, soykırım: genoCIDE. Hepsininde sonu CIDE yani "kill = öldürmek" fiili ile bitiyor.yani hepsinde ölüm anlamı var.intihar "S"ile başlıyor yani "S" ile kendini öldürürsün. genocide "G" ile başlıyor yani "G"enelde herkes topluca ölür.



* İPUCU 7*


The Problem:
simple present tense de doesn't ın --------s takısını alması tekil öznelerde


The Tip:
kişiler tek başına kaldıkları zaman tekil durumda başlarına herşey gelebilir .mesela KAPTIKAÇTI ...DOESN'T GELİR VE -S TAKISINI KAPAR GİDER BU DA OLUMSUZ BİR DURUMDUR


* İPUCU 8*


The Problem:
QUIET ve QUITE arasındaki benzerlik ve anlamını tahmin...?


The Tip:
qUIEt kelimesinde 3 sesli harf yanyana geliyor (U-I-E). Kolay hatırlamak için "yazılırken 3 sesli yanyana gelirse anlamı sessiz olur" diyerek hatırlayabiliriz... quite ise : tam, tamamen; bayağı, epey anlamındadır...



* İPUCU 9*


The Problem:
'AT' kullanımı


The Tip:
İngilizler yemeklerde et (AT) kullanırlar... :))
I had some cheese AT breakfast.
Would you like to eat some chicken AT lunch.
I never have coke AT dinner.



* İPUCU 10*


The Problem:
cancel ile postpone sözcükleri


The Tip:
cancel iptal etmek anlamında call off da iptal etmek, postpone ertelemek put off da ertelemek, ikisinin baş harfine bakınca aynı olduğunu görebilirsiniz. Bu yüzden bu iki kelimeyi karıştırmamalısınız.



* İPUCU 11 *

The Problem:
retired kelimesinin kökeni


The Tip:
retired : emekli
Bu kelimenin kökeninin retire (geri çekilmek) yada return (geri dönmek) yada turn (dönmek) fiili ile tired (yorgun) kelimelerinin birleşiminden olduğunu düşünüyorum.
retire-tired: retired



* İPUCU 12 *


The Problem:
Bottom ve Summit'in karıştırılması..


The Tip:
Bottom => Anlamı: alt, aşağı
Summit => Anlamı : üst, yukarı

Bu iki kelime çokça karıştırılır. Çözümüm şu:
Summit "S" harfiyle başlar ve alfabede "B" harfinden daha üsttedir. Böylece Summit'in üst olduğunu anlarız.


* İPUCU 13*


The Problem:
Lend ve Borrow'un karıştırılması..


The Tip:

Bildiğiniz gibi bu iki fiil cümle içinde kullanıldığında, özellikle de konuşma esnasında karıştırılır.
Çözümüm şu:
**Lend (Okunuşu lEnd) :ödünç vErmEk (Türkçesinde E harfi var)
**Borrow (okunuşu bArrow) :ödünç AlmAk (Türkçesinde A harfi var)



* İPUCU 14*


The Problem:
Making sure you are using the right article.


The Tip:

put: "that" instead of "the" as in ; give me the book=give me that book
"any" instead of "a/an" as in; give me a book =give me any book
of course here "any" is used for its turkish equivalent "herhangi bir"



* İPUCU 15 *


The Problem:
Much ve Many kelimeleri bazen karıştırılır. Hangisi Uncountable hangisi countable?


The Tip:

mUCh=> UC= UnCountable
MUCH kelimesinin içindeki UC, bize bunun uncountable olduğunu anlatır.



* İPUCU 16*

The Problem:
İngilizcede ayları sayarken genelde sonda kalan 4 ayın sıralaması karıştırılır.


The Tip:
Bu son 4 ayın Baş harfleri alındığında ortaya şöyle bir formül çıkar.. (S)eptember, (O)ctober,(N)ovember,(D)ecember sadece baş harfleri düşünürsek: SON-D olur.. Bu aylar sonda olduğu için SON-D formülüyle güzel bir çağrışım oluşturur...



* İPUCU 17 *

The Problem:
Hangi isimlerin sonunda çoğul halde iken eklenen ((s) veya (es)) , (iz) olarak telaffuz edilir?
Örneğin: bells=(bel'z), oranges =(orinc'iz), books=(buks)


The Tip:
İsimler çoğul halde iken ve (k), (p), (t), (f ) harfleri ile biten bütün kelimeler (s) olarak telaffuz edilir.
Örneğin: lamps = (lamps),books=(buks)

Geri kalan isimler her zaman (z veya iz) olarak telaffuz edilir.
Örneğin: rooms=(ruum'z), dogs=(dogz)



* İPUCU 18*

The Problem:
Smell ve Taste fiilleri


The Tip:
Bilindiği gibi taste ve smell fiilleri bazı durumlarda state verb (yani -ing takısı almayan veya 'continuous tense' ler de kullanılamayan) fillerdir. Bunlar için kendi geliştirdiğimiz bir formül:

These flowers smell beautiful.
I am smelling fresh air.


Cümlelerini düşünelim; Yardımcı fiil ve Smell fiilini cümleden kaldırıp yerine " to be" fiilinin uygun halini yerleştirelim. sonuçta şunu elde ederiz;

These flowers are beautiful.
I am fresh air.


Görüldüğü gibi 2. cümle oldukça anlamsızdır. İşte "to be" fiili kullandığımız da eğer ortaya çıkan yeni cümle anlamlıysa; bu cümlede smell ve taste fiilleri "-ing" takısı alamaz yani continuous bir tense te kullanılamaz.
Saygılarımla.



* İPUCU 19*

The Problem:
İngilizcede cümle dizilişi nasıldır?


The Tip:
İngilizce cümle dizilişini SVOPT olarak formüle etmenin teknik olarak kolaylık sağlayacağını düşünüyorum. Siz ne dersiniz?...
SVOPT = SUBJECT(ÖZNE) + VERB(FİİL) + OBJECT(NESNE) + PLACE(YER) + TIME(ZAMAN).



* İPUCU 20 *

The Problem:
Neden home kelimesinin başına the gelmez?
go home.
come home


The Tip:
Çünkü home = the house demek olduğu için.



* İPUCU 21 *

The Problem: Neden otobüsler için 'on', otomobiller için 'in' kullanılıyor?
Get on the bus. Get in the car.


The Tip: 'On' otobüs ve tren gibi üzerinde dik olarak ayakta durabileceğimiz ve yürüyebileceğiniz araçlar için kullanılıyor. 'In' ise içine eğilerek girebileceğiniz ve dik duramayacağınız otomobiller için kullanılıyor. İpucunun bu olduğuna inanıyorum.

DERS 10 (LESSON10)

Genel Malzeme Uygulamaları

Emir cümlelerinde özne olmayıp, direk fiille başladığına, oluş cümlelerinin “ Bu olmak budur “ yapısında olduğuna ve İngilizce cümle dizilişinde gizli özne olmadığına daha evvel değinmiştik. Aşağıdaki örnekleri dikkatlice inceleyin. Yüklem dışında şu ana kadar öğrendiğimiz tüm malzeme bilgileri cümle içlerinde topluca kullanılmıştır.

Onu masaya bırak. Bırak it on the table

V N Y

Onu bu akşam çağırma. Çağırma her tonight

V N Z

Onları kasaya koy. Koy them in the safe

V N Y

Karısı onu saat üçte aradı. His wife aradı him at 3 o’clock

S V N Z

Beni yarın parka götürecek. He götürecek me to the park tomorrow

S V N Y Z

Onları anlamadık. We anlamadık them

S V N

Amcam hafta sonları bizi arar. My uncle arar us at weekends

S V N Z

Yeni evimizi dün akşam boyadılar. They boyadılar our new house last night

S V N Z

Seni iki gün sonra arayacağım. I arayacağım you two days later
S V N Z

Kız kardeşini hava alanına götürecek
She götürecek her sister to the airport.
S V N Y

Dayımı üç senedir görmedim. I görmedim my uncle for three years.
S V N Z

Müdür bizi odasına çağırdı
The manager çağırdı us to his room
S V N Y

Arabasını garajda bıraktı. He bıraktı his car in the garage.
S V N Y

Babası dün akşam Ankara’daydı.
Her father olmak in Ankara yesterday.
S V Y Z

Onları tanımıyorum. I tanımıyorum them.
S V N

İki gün önce kitabını evde kaybetti.
She kaybetti her book at home two days ago. S V N Y Z

Pis ayakkabıların ile halıda yürüme. Yürüme on the carpet with your dirty shoes. V Y B

Elleri kirliydi.
Her hands olmak dirty.
S V N

Benim suyumu içdi.
He içdi my water.
S V N

Amcam bizi dün sinemaya götürdü.
My uncle götürdü us to the cinema yesterday. S V N Y Z

Yıllarca babasını her yerde aradı. She aradı his father everywhere for years.
S V N Y Z

Benimkini götürme.
Götürme mine.
V N

Seni özleyeceğiz.
We özleyeceğiz you.
S V N

Onunki çok pahalı.
His olmak very expensive.
S V N

Aylarca beni görmediler.
They görmediler me for months.
S V N Z

Karısını terk etti.
He terk etti his wife.
S V N

Çiçeği eliyle tutamıyordu. She tutamıyordu the flower with her hand.
S V N B

Ona dokunma. Dokunma it.
V N

Annesi onun herşeyiydi.
Her mother olmak her everything.
S V N

Evimizin güzel bir bahçesi var.
Our house sahip a nice view.
S V N

Aşağıdaki ilk üç örnekte “ her-our-my “ gelemez. Çünkü bu zamirlerden sonra mutlak surette bir isim gelmek zorundadır.Örnekler incelendiğinde isimlere rastlamak mümkün değildir. O halde bunların yerine “ hers-ours-mine “ gelmek zorundadır. ( her car-our father-my book )

Bu onun degil. This olmamak
hers.
S V N


Bu ev bizim. This house olmak
ours.
S V N


O benim.
It olmak mine.
S V N


Arabalarını her akşam yıkıyorlar.
They yıkıyorlar their car every night.
S V N Z

Onu sevmiyorum.
I sevmiyorum him.
S V N

Para hayatını tamamen değiştirdi. Money değiştirdi
his life completely.
S V N B

Borsada herşeyini kaybetti.
He kaybetti his everything in the stock exchange. S V N Y

Seni yarına kadar burada beklerim. I beklerim you here until tomorrow.
S V N Y Z

Dört gün evvel Antalya’daydılar.
They olmak in Antalya four days ago.
S V Y Z

Pazarları evde televizyon seyrederim.
I seyrederim the television at home on Sundays. S V N Y Z

Geçen haftadan beri buradayız.
We olmak here since last week.
S V Y Z


Yirmi yıllık evliydiler.
They olmak married for twenty years.
S V N Z


Masada arkadaşı ile dans ediyordu.
She dans ediyordu with her friend on the table. S V B Y

Yarın partiye gitmeyeceğim.
I gitmeyeceğim to the party tomorrow.
S V Y Z

Borcunu günlerdir ödeyemiyor He ödeyemiyor his debt for days.
S V N Z

Borsada herşeyimizi kaybettik We kaybettik our everything in the stock exchange. S V N Y

Bu sabah annemi doktora götürdüm I götürdüm my mother to the doctor this morning. S V N Y Z

Bana ıslak ellerinle dokunma Dokunma me with your wet hands.
V N B

Karısını yıllardır her yerde arıyordu He arıyordu his wife everywhere for years. S V N Y Z

Yeni kiracısı emekli bir memur Her new lodger olmak a retired clerk.
S V N

Hayatı oldukça ilginç gözüküyordu His life gözüküyordu rather interesting.
S V N

Telefonumla oynama Oynama with my telephone.
V N

Herşeyi babasından öğrendi He öğrendi everything from his father.
S V N Y

Evde Linda ile saatlerce televizyon seyrettiler They seyrettiler TV with Linda for hours. S V N B Z

Amcası onu her gün dövüyor Her uncle dövüyor her every day.
S V N Z

New York’ta yıllarca ingilizce öğrenemedi She öğrenemedi English in New York for years. S V N Y Z

Mavi gözleri var He sahip blue eyes.
S V N

Sevgiye ihtiyaçları var They ihtiyaç duyarlar love.

S V N

Evde tek başına ağlıyordu He ağlıyordu alone at home.
S V B Y


Pis elinle duvara dokunma. Dokunma the wall
with your dirty hand.
V N B

DERS 9 (LESSON9)

ÖLÇEK BİLGİSİ

1 ) Katı olsun sıvı olsun herhangi bir sayılamayan maddenin belli sayıdaki biriminden ( bardak, fincan, şişe ) bahsediyorsak aşağıdaki kalıbı kullanırız. Bu yolla sayılamayan isimleri ölçekleyerek onların belli bir miktarını ifade ederiz. Bu kalıbı değiştirmeye çalışmak mümkün değildir. Türkçe çevirilerindeki mantıksızlıklar aranmaksızın hep aynı kuralla yapılırlar.

ölçek of madde

a glass of water
bir bardak su


a cup of tea

bir fincan çay


a bottle of milk
bir şişe süt

a can of coke

bir kutu kola

a jar of jam
bir kavanoz reçel

a bar of coholate

bir dilim çukulata


a slice of bread

bir dilim ekmek


a piece of pizza
bir parça pizza

two tanks of oil
iki depo benzin

three barrels of wine

üç varil şarap


ten plates of food
on tabak yiyecek

five packs of cigarette

beş paket sigara


a bar of soap

bir kalıp sabun


a barrel of beer

bir fıçı bira


a glassful of water

bir bardak dolusu su


a block of ice

bir kalıp buz


a bottle of wine

bir şişe şarap


a bowl of sugar

bir kase şeker


a cupfull of sugar
bir fincan dolusu şeker


two sheets of paper

iki yaprak kağıt


a grain of race

bir pirinç tanesi


a handful of money

avuç dolusu para


a head of lettuce

bir top salata ( marul )


a heap of rubbish

bir yığın çöp


a kilo of butter

bir kilo tereyağ

a kind of cheese

bir çeşit peynir


a loaf of bread
bir somun ekmek

a lump of sugar

bir küp şeker


a new kind of cheese

yeni bir çeşit peynir


a new kind of plastic

yeni bir çeşit plastik


a joint of meat

et parçası (but veya kol)


a pair of socks

bir çift çorap


a set of furniture

bir mobilya takımı


a speck of dust

bir toz parçası


sticks of dynamite

dinamit lokumları


two cups of tea

iki fincan çay


three kinds of food

üç çeşit gıda


six types of bread

altı tip ekmek


four cupful of sugar

dört fincan dolusu şeker

ten kilos of rice

on kilo pirinç

ten meters of cloth

on metre kumaş

truckloads of sand

kamyonlar dolusu kum

a box of matches

bir kutu kibrit

a distance of two miles

iki millik mesafe

a ball of wool

bir yün yumağı

a fit of anger

bir öfke nöbeti

a fit of passion

hiddet nöbeti

a piece of bad luck

bir parça kötü talih

a piece of evidence

bir küçük delil

a piece of advice

bir parça tavsiye

heaps of mud

çamur yığınları

items of news

haberler

pangs of remorse

vicdan azabı

the pangs of fear

korku duygusu

works of art

sanat eserleri

a fit of fever

ateş nöbeti

a piece of research

bir küçük araştırma

a piece of string

bir parça ip

a bit of interest

bir parça ilgi

a work of art

bir sanat eseri

an act of mercy

merhamet

an attack of fever

ateş nöbeti

2 ) Dikkat edilirse ilk şıkta ölçeklemeye çalıştığımız maddenin geride kalan kısmı önemsenmemektedir. Yani maddenin sadece ölçeği önemlidir. Artta kalan kısım gözardı edilmemektedir. Bu konuda ise maddenin geride kalan kısmıda önem kazanacaktır. Başka bir ifade ile madde ve ölçek birlikte anılacaktır.

One of book
kitapların biri

Four of chair
sandalyaların dördü

Six of students
öğrencilerin altısı

Eight of tables
masaların sekizi

Twelwe of girls
kızların onikisi

Some of cars
arabaların bazıları

Most of problems
problemlerin çoğu

Burada anlatılmak istenen çok taneden az taneye doğru iniştir.

3 ) Burada ise sıralama içeren kelime gruplarını inceleyeceğiz.

One of the important problems of Turkey
Türkiye’nin önemli problemlerinden biri

One of the big tourism centers of the world
Dunyanın büyük turizm merkezlerinden biri

Two of the dangeorus parts of New York
New York’un tehlikeli kısımlarının ikisi

One of the important telecominication equipment of today
Günümüzün önemli iletişim araçlarından biri

Önemli not :

“ Ölçek bilgisi “ adlı başlıkta açıklamaya çalıştığımız konu İngilizce Gramerinde aynı adla ve izah tarzıyla yoktur. Kolay anlaşılabilmesi için yakıştırma ifadeler kullanılmıştır.

Aşağıdaki boşluklara İngilizce karşılıklarını yazınız.

Üç varil şarap three barrels of wine

Bir parça ekmek

On elma

Evlerimiz

İki paket un

Bir bardak portakal suyu

Beş şişe süt

Onlardan altısı

Tom’un hatalarından biri

Bir damla göz yaşı

Kalemlerin hepsi

Yirmi üç kitap

Sekiz metre halı

Bir galon benzin

Yedi dilim pizza

Arabaların

Türkiye’nin büyük kentlerinden ikisi

Üç baş sarmısak

Dört kilo et

Bir parça kek

Çocukların onu

Sekiz mektup

Beş kutu kola

Bir kavonoz reçel

Öğrencilerin biri

Bir kase yoğurt

İki kalıp sabun

İki haftalık tatil

Linda’nın kalemlerinden biri

Tom’un kız kardeşleri

Dört çay kaşığı tuz

Bir somun ekmek

Türkiye’nin zorlukları

Bir çift eldiven

Bir depo benzin

Bir kutu kibrit

Üç saatlik uyku

Bir parça merhamet

Bazılarımız

Masanın ayakları

Problemlerin çoğu

Altı tabak yemek

Beş yaprak kağıt

Üç dinamit lokumu

Bir mobilya takımı

Dört günlük macera

Doduz paket yağ

Çocukları

İki litre su

Sekiz dilim çukulata

On dört koltuk

Ahmet’in babasının resimleri

Dünyanın önemli turizm merkezlerinden biri

Sandalyelerin ikisi

On metre kumaş

Arkadaşlarından bazıları

New York’un karanlık caddeleri

Araba ile iki saatlik yol

Üç millik mesafe

Bir dilim ekmek

Bir parça tavsiye

Bir sanat eseri

Üç aylık maaş